Anayasa Mahkemesi Petrol Piyasası Kanunu’nun bir maddesini iptal etti
Anayasa Mahkemesi, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “vergi kaçakçılığına ilişkin suç duyurusundan soruşturma veya kovuşturma sonuçlanana kadar akaryakıt istasyonu bayilik ruhsatının askıya alınmasına” ilişkin hükmü iptal etti. İptal kararı 9 ay sonra yürürlüğe girecek.
Ankara 17. İdare Mahkemesi, Ankara 10. İdare Mahkemesi ve Ankara Bölge İdare Mahkemesi 8. İdari Dava Dairesi Başkanlığı, ele aldıkları davalarda, başvuru konusu olan Petrol Piyasası Kanununa ilişkin süreçlerin iptali talebiyle açılan davalarda, Akaryakıt istasyonlarının mühürlenmesi ve faaliyetlerinin durdurulması “İdari Yaptırımlar” başlığı altında. 20. maddeyi Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.
Mahkemelerde yapılan başvurularda, 5015 sayılı Kanun’un “vergi kaçakçılığı suç raporundan sonra yapılacak suç duyurusundan soruşturma sonucuna kadar akaryakıt istasyonu bayilik ruhsatının askıya alınmasını veya kovuşturma” Anayasa’da alışılmadık bir durumdur.
Başvuruları birleştiren Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Petrol Piyasası Kanunu’nun ilgili maddesini iptal ederek, iptal kararının 9 ay sonra yürürlüğe girmesine karar verdi.
“İşletmenin ekonomik geleceğini tehlikeye atması nedeniyle çok ağır bir kısıtlamadır.”
Yargıtay’dan yapılan açıklamada, iptali istenen kuralın, bir akaryakıt istasyonuna ilişkin vergi kaçakçılığı hatasının Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirilerek, lisansa tabi tüm faaliyetlerin, süresi bitene kadar geçici olarak durdurulmasını düzenlediği belirtildi. kovuşturmaya yer olmadığına veya mahkeme kararının kesinleştiğine dair karar.
Gerekçede, “Vergi kaçakçılığı suçlarının tespit edildiği tesislerin faaliyetlerinin geçici olarak durdurulması sonucunda vergi kaybı riskinin azalacağı açıktır. Bu bakımdan kuralın uygun olmadığı söylenemez. Yukarıda belirtilen meşru amaca ulaşmak için, ancak faaliyetin geçici olarak durdurulması tedbiri, işletmenin ekonomik geleceğini tehlikeye atması nedeniyle çok ağır bir sınırlamadır.” ” tespiti yapıldı.
İlişkide, 5015 sayılı Kanun’da değişen kurallara uygun olarak soruşturma ve kovuşturma aşamasında ihtiyati sürecin gözden geçirilmesine imkan veren bir düzenlemenin bulunmadığı vurgulanarak, şunlar kaydedildi:
“Dolayısıyla, kişi hakkında yürütülen ceza yargılamasında idarenin tespiti dışında bir değerlendirme yapıldığı durumlarda kuralın idarenin gerekçe unsuru itibarıyla ihtiyati tedbiri yeniden incelemesine izin vermediği kanaatine varılmıştır. Bu prestij, kuralın bireylere büyük bir yük yüklediği ve kamu zararını önleme amacı ile teşebbüs özgürlüğünün sınırlandırılması arasındaki sınırlamanın dikkate alınması makuldür.” “İstikrarın bozulduğu ve kuralın orantısız ve dolayısıyla aşırı bir sınırlamaya yol açtığı anlaşılmaktadır.”