Haber

Bahçeli: İBB Başkanı suç işlediyse sonuçlarına katlanmalı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Mersin’de düzenlenen ‘Aday Aşikar Karar Net’ mitinginde konuştu. Bahçeli, “14 Aralık 2022’de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında kesin olmayan 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası kararının ardından Saraçhane tiyatrosu organizatörlerinin devlete, hükümete ve Türk yargısına saldırması en hafif tabirle fırsatçılıktır. “

MHP Önderi Bahçeli’nin açıklamalarından satırbaşları:

Sevgili Millet,

Değerli Vatandaşlarımız,

Sevgili meslektaşlarım,

Değerli Bayanlar ve Baylar,

Bu muhteşem coşku, bu göz kamaştırıcı heyecan için hepinize teşekkür ediyorum.

Başı Toroslar kadar yüksek, yüreği Mavi Vatan kadar geniş olan Mersin’i ve Mersinli kardeşlerimi canı gönülden selamlıyorum.

Yurdumun dört bir yanında bu coğrafyada bir araya gelerek yaşam mücadelesi veren kardeşlerimizi özlemle kucaklıyorum.

Buradan Akdeniz, Anamur, Aydıncık, Bozyazı, Çamlıyayla, Erdemli, Gülnar, Mezitli, Mut, Silifke, Tarsus, Toros Dağları, Yenişehir’i görebilirsiniz. saygıyla selamlıyorum.

Mersin’de yaşayan; Kökeni, mezhebi veya inancı ne olursa olsun vatanın her vatandaşına iyilik, barış ve esenlik dileklerimi iletiyorum.

2022 yılını uğurlayıp umutla karşılayacağımız 2023 yılına çok az bir süre kaldı.

Cumhuriyetin 100. yılı için geri sayım başladı.

2023 yılı sandık yılı, millet iradesinin bir kez daha tecelli edeceği demokrasi yılıdır.

Sana soruyorum;

√ 2023’e hazır mısınız? (Evet)

√ 2023’te yeni bir Türk mucizesine hazır mısınız? (Evet)

√ 2023’te Türkiye’nin yükselişini destekleyecek misiniz? (Evet)

Allah’ın izniyle, sizlerin de lütfuyla, seneye çılgın Türklerde yeni bir yükseliş dönemi başlayacak.

Zaten cevaplarınız da bunu gösteriyor.

Kimse boş yere hayal etmesin, kimse boşuna gayret etmesin.

Türkiye küçük düşürülerek heba edilmeyecek, aciz ve güçsüz kalmayacaktır.

Mersin böyle bir yenilginin karşısında mutlaka duracaktır.

Milli birlik ve kardeşlik ruhu ayağa kalkacak ve istikbaline sahip çıkacaktır.

Rabbimden isteğim, korumasını ve rahmetini bizden esirgememesi ve bizi mahcup etmemesidir.

Bizleri bu meydanda daha iyi işler için cesaretlendiren, çabalarımıza destek olan siz değerli kardeşlerimize ve bugüne kadar gelmemiş olsalar da gözü, kulağı ve duası bizimle olan değerli vatandaşlarımıza en iyi dileklerimi sunuyorum. uzak.

Açık hava mitingimizin tertip, tertip ve tedariğinde emeği geçen parti teşkilatlarımızın değerli yöneticilerine ve tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim.

“2023’e Doğru: Aday Belli, Karar Belli” temalı toplantımıza katılan Mersinli kardeşlerimizin yanı sıra Adanalı kardeşlerimizi, Antalyalı kardeşlerimizi ağırladığınızı ve sevindirdiğinizi söylüyorum. , Hataylı kardeşlerimiz, Osmaniyeli kardeşlerimiz.

Değerli Vatandaşlarımız,

Sevgili meslektaşlarım,

Ulusların tarihinde kritik ve stratejik dönüm noktaları vardır.

Bu önemli dönüm noktaları, ulusal ve tarihi hedeflerin güncellenmesi ve yeni bir güçle yaygınlaştırılması için bir fırsattır.

Bu kapıyı arkasından açıp önümüze çıkacak altın fırsatları değerlendirmek istiyoruz.

Üstelik haklarımızın, hukuklarımızın ve parlak hedeflerimizin peşindeyiz.

Hakemlik ve onurlu ve huzurlu bir yaşamın tesisi için uğraşıyoruz.

Çağın gerisinde kalamayız.

Gelişmelere perde arkasından bakamayız.

Hayatın akışını ve olayları uzaktan izleyemeyiz.

Eli tokatlanan, ekmek alınan atıl, etkisiz, edilgen, azimli, başı önde, suskun, tiksintiye tahammül edemeyiz.

Şartlar zorlamadıkça hep ya da asla diyemeyiz.

Cumhuriyetin 100. yılını Türk ve Türk Yüzyılının kapısı olarak görüyoruz.

Kendimize güveniyor, aziz milletimize yürekten inanıyoruz.

Türkiye’yi üzerine hesaplar yapılan, oyunlar oynanan bir müdahil ülke olmaktan çıkarmak istiyoruz.

Elbette bu süreç meşakkatli, meşakkatli ve insanüstü çaba ve fedakarlık gerektirecektir.

Aynı zamanda bu süreç, milletinin sevinciyle sevinen, ıstırabına üzülen, milli ve manevi değerlerle bütünleşip tek nefes olan, inanan yüreklere ve cesur duruşlara ihtiyaç duyacaktır.

Hamd Milliyetçi Hareket Partisi’ne olsun, bu gönül boldur.

Bu yiğit duruşa hamdolsun Cumhur İttifakı’nda mevcuttur.

Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, Türk vatanını kurtaran Kuvayı Milliye’nin ruhu, Milli Gayret şuuru bir bakıma dönemin Cumhur İttifakı idi.

Çünkü Cumhur İttifakı, hasretlerinin ve özgüvenlerinin taşıyıcısı Türk milletinin ta kendisidir.

Bu ittifak ihanetlere karşı hep duvarlar, barajlar ördü.

Bu ittifak işgal ve işgal girişimlerine karşı yerini almış, her girişime yürek ve cesaretle karşı koymuş ve aynı kararlılıkla göstermeye devam edecektir.

Cumhuriyetin kurucu ideolojisi ile çağdaş ve müreffeh bir gelecek fikri Cumhur İttifakı’nın kurşun geçirmez, tavizsiz ve boyun eğmez iradesine emanet edilmiştir.

Miras ve bereketli emanet boşa gitmeyecek, zillet sofralarında mezeler hoş görülmeyecek.

Garantimiz Mersin, gücümüz Toroslar kadar heybetli.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk dedi ki:

“Arkadaşlar! Gidin Toros Dağları’na bakın, orada bir tek Yörük çadırı görüyorsanız ve o çadırda dumanlar tütüyorsa, çok iyi bilin ki, bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet bizi yenemez.”

Tanrıya şükür her yerde sigara içiyoruz.

Dualarımız, dileklerimiz ve dirayetimiz yurdun her yerinden dalga dalga yükseliyor.

Kardeşlik bağlarımız kopmadan, vatan sevgimiz küle dönmeden, milli varlığımız küflenmeden, 85 milyon Türk vatandaşı hangi yöreden ve kökenden olursa olsun infaz kararı, linç hücresi olmadan ilçemize yaklaşamayacak, hatta bir yenilgi hüznü, kızıl bayrak altında birleşme şansından vazgeçmeden.

Cumhuriyetin 100. yılında 1923’ün hatıraları tazelenecek ve böylece geçmişle gelecek eklemlenecektir.

100 yıl önce kurtuluşumuzun direnişi, Cumhuriyet’in kaderiyle birleşmişti.

2023 yılında da lider ülke Cumhuriyet’in olağanüstü başarıları ile bu kez sahadan sahaya, kuvvetten eyleme, fikirden eyleme, tefekkür alanından hareket edecektir. uygulama aşamasına geçilir.

İnancımız budur, irademiz budur, gayemiz ve gayretimiz bu mukaddes gayeye yöneliktir.

Bu nedenle durmayacağız, en ufak bir sükunet belirtisi göstermeyeceğiz.

Şimdi söyle bana, sorularıma verdiğin cevaplarla, mühürlenmiş kalplere, kötü niyetlere, muşamba yüzlere, mumyalanmış siyasetçilere Mersin’in iradesini açıkça gösteriyorsun:

√ Lider ülke Türkiye’nin temeli olacak mısınız? (Evet)

√ Türk ve Türk Asrına omuz verip rıza gösterecek misiniz? (Evet)

√ Cumhuriyetin 100. yılını Cumhuriyet zaferiyle süsleyecek misiniz? (Evet)

√ Milletine, ülkesine ve ideallerine bağlı Milliyetçi Hareket Partisi’ne, Cumhur İttifakı’na sandık günü geldiğinde evet mi diyeceksiniz? (Evet)

Ne mutlu bize, evetleriniz önümüzü açıyor, gücümüzü daha da artırıyor.

Mersin ayakta kalırsa, suları döndürmek için mücadele eden siyasi güruhun nefesi kesilecek.

Mersin varsa tamam derse yolumuza taş koymak için pusu kuranların hepsi rüyada olacak.

Birlikte atacağımız her adımda;

Daha mutlu, daha huzurlu, daha inançlı bir Türkiye’nin yolunu çizin.

Daha müreffeh, daha güçlü, daha tasasız bir hayata yol açar.

Daha adil, daha eşitlikçi, daha paylaşımcı bir dönemin başlangıcıdır.

Politikamız korkaklara karşı yiğidin direnişidir.

Bu politikamız ahlaksızlığa karşı namus sembollerinin dayanağıdır.

Bizim duruşumuz talana ve böbürlenmeye karşı erdem duruşudur.

Bizim duruşumuz hainlere, eli kanlı teröristlere, rezillere, iç ve dış işgal cephesine karşı hiçbir kaygı tanımayan bir duruştur.

Mücadelemiz, en samimi ve saf duygularla kutsalımıza sahip çıkanların bilgece ve inançlı çaba kararlılığıdır.

Her vatandaşa çağrımdır gelin bu haklı emeğe katılın.

Gelin bu tarihi görevde payımıza düşeni yapalım.

Hainlere, arsızlara, şerefsizlere,

Tefecilere, esnafa, sömürge mübaşirlerine,

Yağmacılara, dolandırıcılara, tacizcilere, inkarcılara,

İşbirlikçilere, soysuzlara, aşağılıklara karşı birlik olalım, diri olalım, el ele Türkiye için birlikte duralım.

Kızıl Elma davasına bağlı kalalım.

2023 tüm bu söylediklerim için bir kader ve karar yılı.

2023’te tarihi bir seçim yapacağız.

Hem Cumhurbaşkanını seçeceğiz hem de 28. Dönem Meclisini belirleyeceğiz.

Artık bütün yollar 2023 seçimlerine çıkıyor.

Zaman an be an yaklaşıyor, çember günden güne daralıyor.

Adayımız belli, kararımız belli.

Cumhurbaşkanı adayımız Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Hedefimiz, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın açık ara farkla yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde milletvekili ve milletvekil sayısı olarak çok güçlü bir Milliyetçi Hareket Partisi kümelenmesi ve Cumhur İttifakı’nın ortaya çıkmasıdır. siyasi taban.

Samimi ve kesintisiz çabamızın amacı bu hedeflere ulaşmaktır.

Sana soruyorum;

√ Bu hedeflere birlikte yürümeye kararlı mısınız? (Evet)

√ Bize destek olur musunuz? (Evet)

√ Üç hilalin yanında durur musunuz? (Evet)

√ Beraber miyiz? Biz birlikte miyiz? bizimle misin (Evet)

Bu evetler, geleceğin habercisi olan milli iradenin çağrısıdır.

Bu evetler, rezilliğin kabusu, Türk milletinin zalimlere sitemidir.

tekrar soruyorum:

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında mısınız? (Evet)

√ Milliyetçi Hareket Partisi’nden misiniz? (Evet)

√ Cumhur İttifakı’ndan mısınız? (Evet)

√ Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile devam etmek istiyor musunuz? (Evet)

√ Söz verir misin? (Evet)

Mersin kararını verdi, adayını netleştirdi, işi bitirdi ve seçim gününü bekledi.

Alçakgönüllülük için Mersin’den takviye çıkmayacak.

Mersin yolundan dönene, davasından dönene, çıkarlarının esiri olana, geçmişiyle bugünü arasında uçurum olana izin vermez, izin vermez, prim vermez, vermez. izin vermez, izin vermez, asla vermeyeceğine inanırım.

Allah hepinizden binlerce kez razı olsun diyorum.

Birlikte çok daha güçlü olduğumuzu haykırıyorum.

Ayrılmadan, ayrılmadan, dağılmadan hedeflerimize ulaşacağız.

Elbette başaracağız, birlikte başaracağız.

Devlete istikrar, millete barış getireceğiz.

Elbette sağlayacağız, her zaman birlikte sağlayacağız.

Halkın seçimi milletin zaferi demektir. Bunu her zaman savunacağız.

Bağımsızlık tutkumuz, geleceğe hazırız. Başkan Ülke Türkiye için her zorluğun üstesinden gelmeye kararlıyız.

Vatanımıza vefa, davamıza yemin deriz.

İdealimiz uğruna, ülkemiz uğruna hiçbir fedakarlıktan kaçınmamayı hedefliyoruz.

Tekrar soruyorum;

√ Milletin iradesini sandıkta gösterecek misiniz? (Evet)

√ Kaideden bağımsız olarak sandığa gidecek misiniz? (Evet)

√ Bizimle yürür müsünüz? (Evet)

√ İçimizdeki zalimlere, hainlere, teröristlere, Türkiye düşmanlarına, emperyalizmin piyonlarına, yabancı ajanlara karşı aynı safta mıyız? Aynı konumda mıyız? Tıpkı cephede olduğumuz gibi mi? (Evet)

√ Cumhur İttifakı’nın başarısına tamam mı diyorsunuz? (Evet)

İşte meydan, işte irade, işte asalet, işte vatanseverlik.

21 Mart 1921 ve 1 Nisan 1921 ortalarında yapılan İkinci İnönü Savaşı devam ederken, Ankara’da Hakimiyet-i Nationala Gazetesi’nde rahmetli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un şu hayranlık uyandıran şiiri yayımlandı:

Cehennem varsa onu göğsümüzde söndürürüz.

Bu yol Hak yoludur, dönmeden yürürüz!

Tek bir taşın düşeceğini mi sandın?

Savaşa giden son askerin şehit olacağı meğer.

Karşımızdaki kıyamet deliyse, deliyse,

Denizler orduya, bulutlar donanmaya yağarsa,

Bu yerdeki tüm volkanlar altımızda,

Taşıp üzerini kaplasa da, bir kıpkırmızı sallasa onu,

Önümüzün bağrında iman değil mi,

Sevinmek bir, acı bir, amaç bir, vicdan bir;

İneği ortasından vurmuyor mu yılmaz,

Dünya yıkılsa da bu cephe sarsılmaz!

Kalplerimiz birlikte atıyor.

Yürüme yönümüz düz.

Yüreğimiz inançla, güçlü karakterle ve sağduyuyla doluyken, her biri rehin alınmış, zincire vurulmuş siyasetçilere sabrımız yok.

Türkiye’yi yenemeyecekler.

Türk milletini geçemeyecekler.

Ne yaparlarsa yapsınlar, rezalet fermanını kabul ettiremeyecekler.

Değerli Vatandaşlarımız,

Değerli Meslektaşlarım,

Güç, her rejimde ve idari sistemde var olur ve hüküm sürer.

Muhalefet, demokratik sistemlerin yalnızca ana unsuru ve vazgeçilmez unsurudur.

Ne yazık ki Türkiye’deki muhalefet kıtlığı ve kısırlığı ileri düzeyde.

Bu yüzden Türk siyaseti yaprak döküyor.

Bu nedenle Türk siyaseti kuru zemindedir.

Demokrasi standartları bizzat muhalefet partileri tarafından düşürülür.

Demagoji demokrasiyi baltalar ve öğütür.

Çünkü muhalefet partileri çoğunlukla rezil, köksüz ve kimliksizdir.

Siyasi başarılarını ülke çıkarlarının üzerinde gören bir siyasi zihniyetin inandırıcılığı, prestiji, unsuru, ikna edici hiçbir yanı olamaz.

İktidara karşı çıkarak ülkeye karşı çıkmak oburluktur.

Türkiye’nin belki de en bariz talihsizliği, siyaseti akıl ve ahlak çemberinin dışına çıkaran, milli ve manevi bedellerle çatışan muhalefet partilerinin varlığıdır.

Zillet ittifakı kural ihlalleri, kontrollü irade ve kutuplaştırma taktikleri ile siyasi canlılığını koruyor.

Yalan söylersen onların dilindedir.

Yolsuzluk dersen, akıllarındadır.

İftira ve asılsız itham derseniz onların alameti farikasıdır.

Nerede bir yara varsa rezalet ittifakı onu daha da derinleştirmek için harekete geçer.

Nerede bir kin ve düşmanlık akımı varsa, rezalet ittifakı devreye girerek rol üstlenir.

Zillet Alliance oyun içinde oyundur.

Zillet ittifakı bir övünme rüzgarı, bir dedikodu yatağıdır.

Bu ittifakı oluşturan proje partilerinin yegâne amacı Türkiye’nin ilerlemesini durdurmak, yolunu kesmek, yükseliş seferberliğini tartışmaya açmaktır.

‘ALTINCI MASA YABANCILARIN REHBERLİĞİNDE’

Cumhuriyet Halk Partisi ve altılar masası tamamen yabancıların kontrolünde.

Bilhassa kayyumların eline geçen CHP gerçeği bir ikaz mahiyetinde karşımızdadır.

Geleneğinden ve siyasi gerçeklerinden bu kadar kopuk bir partinin, milletimizin yanında olması için milyonlarca dolarlar verilerek görevlendirilen ithal danışmanlara bel bağlaması mümkün değildir.

Kılıçdaroğlu pusulayı kaybetti, istikametinden saptı, yolda bulduklarını değiştirdi.

Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’ye ABD ve İngiltere’den bakan, milletimizin hassasiyetleriyle tamamen bağdaşmayan kiralık hocaları, Atatürk’ün partisinin pilotları oldular.

Bu nahoş görüntü, çürümüş siyasetin somut örneğidir.

Bu berbat sahne, sömürgeleştirilmiş bir partinin acıklı hikayesidir.

Parayla nasihat alanlar yarın parasının her değerini satar.

Bu haliyle CHP’nin 3 Aralık 2022’deki vizyon toplantısı bir teslimiyet vitrini ve eskimişliğin harabesidir.

Vizyon olarak nitelendirilen ne varsa milletimize uzak ve yabancıdır, millî hayatın gerçeklerinden kopuktur ve bağdaşmaz.

CHP’nin ekonomik vizyonu diye bir şey yok.

Çünkü bu partinin misyonu Türkiye’yi yıkmak ve parçalamak, vizyonu ise emperyalizmin siyasi devre mülkü olmaktır.

Kılıçdaroğlu, küçülmeyi ve saçma sapan durumlara düşmeyi normalleştiren “vizyon” adlı sahne şovunda yeterince istikrarını ve otokontrolünü kaybetmişti.

Davulları boyunlarına astılar, tokmağı yabancı danışmanların eline verdiler. Durumları tamamen aynı.

CHP ekonomideki vizyonsuzluğunu belgelendirirken, Milliyetçi Hareket Partisi “Ekonomik Büyüme, Toplumsal Kalkınma ve Milli Bütünleşme” bağlamında “Geleceğin Ekonomik Vizyonu”nu aylar öncesinden saygın akademisyen ve uzmanlarımızın katkılarıyla hazırladı. .

Kılıçdaroğlu ve paydada buluşan ortaklar bilsinler ve duysunlar ki vizyon bu kadar değil bu türden olacak.

Binlerce kilometre uzaktan çevrimiçi bağlanan danışmanlara ihtiyacımız yok.

Halkın teknolojiyi görmesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu’nun sandıkta gününü göreceğine inanıyorum.

Biz bize yeteriz, bu milletin çocukları her başarıya ulaşabilecek nitelikte, kalibrede ve kabiliyettedir.

CHP yönetiminin sırtını döndüğü, yok saydığı, aziz hatıralarını bir kenara koyduğu, emanetlerini ayaklar altına aldığı, adını bile unutturduğu Gazi Mustafa Kemal Atatürk şunları söyledi:

“Yabancıların tavsiyesi ve yabancıların planları ile yükselebilecek hangi bağımsızlık var? Tarih böyle bir olay kaydetmedi!”

Kılıçdaroğlu, tarihin yazmadığını kazanmak için mücadele ediyor.

Kaybettiğini karanlıkta, loş ışıklar altında arar.

CHP yönetimi dersini tarihten değil, tarihimize iftira atan Türk ve İslam’ın azılı düşmanlarından almıştır.

Bu prestij ile CHP hastadır, bu hastalığın adı işbirliğidir.

Vizyonumuz milletimizin vizyonudur.

Vizyonumuz Türk tarihinin yol haritasıdır.

Bizim aklımız yerli, milli ve bizim ne vizyonla, fabrikasyonla, ısmarlama projeyle işimiz olacak, ne işimiz olacak.

CHP’nin sular altında kalan teknesi batmak üzere.

Yabancı güçlerin limana yanaşma çabaları da boşunadır.

Ne maaşlı sömürge danışmanları, ne küresel güçler, ne çıkar çeteleri, ne organize suç örgütleri, ne Haçlı emelleri bu CHP’yi kurtaramayacak.

Onların Ceremi Rıfkı varsa bizim de Mehmetlerimiz, Osmanlarımız, Hasanlarımız, Alilerimiz, Ayşelerimiz var ve onlar milletimizin temiz evlatlarıdır.

Onların bir planı varsa Allah’ın da bir planı vardır.

Sana soruyorum;

√ Milletin vizyoner gücünü, Cumhuriyetin nurlu yüzünü, milli iradenin şaşmaz kararlılığını, vizyonsuz gören rezil ittifakı işaret edip tarif mi edeceksiniz? (Evet)

√ Teknolojiyi online bir kontak olarak sunan ve yorumlayan Kılıçdaroğlu’na, yıllardır teknolojik atılımların, milli sanayinin ve teknolojik atakların hangi aşamalara geldiğini sandıkta gösterecek misiniz? (Evet)

√ Cahil değilsen, art niyetli olduğuna kanaat getirdiğimiz bu siyasi rezil zihniyete, Türk milletinin ve Türkiye’nin gıpta edilecek mertebelerini mi öğreteceksin? (Evet)

√ Kısacası Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a evet mi? İngiliz Milletler Topluluğu’na evet mi? Milliyetçi Hareket Partisi’ne evet mi? (Evet)

Maşallah Mersin diyorsa, Mersin’in kararı buysa yedi düve çıksın önümüze, yetmez, rezil ittifakın imdadına bütün yabancı danışmanlar koşsun, faydasız ve sonuçsuzdur.

İnsanlar ne derse desin, karar bu. Ve karar böyle tezahür edecek.

Milletin üzerinde hiçbir güç ve kudret olmayacaktır.

Değerli Vatandaşlarımız,

Sevgili meslektaşlarım,

İnsan onuru her şeyin üstünde ve ötesindedir.

Kadınlarımıza ve çocuklarımıza zulmedenler, taciz edenler, tecavüz edenler hem gururludur hem de günahkardır.

Küçük çocuklarımızın istismarına izin vermek ve böyle bir vebaya sessiz kalmak söz meselesi değil.

Bugünlerde sıcak gündemin en önemli konusu altı yaşında tecavüze uğrayan mazlum bir insanın dramı.

Anlamadığımız bu iğrenç şeyle akıl yürütmek beyhude olsa da.

CHP’nin bu istismarı siyasi bir malzemeye dönüştürmesi de sorunun bir başka ayıp ve ahlak dışı yönüdür.

Konu yargıda.

Failler gözaltına alındı.

Böylesine insanlık dışı bir muameleyi kimsenin tasvip etmesi düşünülemez.

Suçlular şüphesiz en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.

Kılıçdaroğlu’nun milletvekilleriyle birlikte Adalet Bakanlığı’nın kapısında durarak bu ciddi sorunu gerçek anlamından soyutlayıp siyasi hesaplaşma noktasına getirmesi başlı başına sorumsuzluktur.

CHP yönetimi ve rezil partiler, mazlum kardeşimizi alenen kullanmaya kalkmış, bildiğimiz yürek burkan vahşeti dindar ve muhafazakar insanlarımızı suçlama aracına çevirmiştir.

Hiç kimse sapkınlıkla hareket ederek dinimizi sorgulayamaz.

Hiç kimse, insani bir hatayı basamak taşı yaparak, imanımızı ve müminlerimizi zan ve şüphe altına alamaz.

Kimsenin böyle bir vahşete hakkı yoktur.

Kararın sonucunu sabırla beklemeliyiz.

CHP yönetiminin adalet ve hukuk konusunda derin bir sorunu var.

Sanki Kılıçdaroğlu ve rezil ortakları anlaşmış gibi Türkiye’de hukuk yokluğundan bahsetmektir.

“Kahrolsun zulüm, yaşasın özgürlük” diyen aymazlara sufle verenler yabancı kökenlidir, fitne cephesinde buluşan kötülerdir.

Türkiye’de zulm olsaydı, Kılıçdaroğlu ve şirketi her seferinde devlete ve millete meydan okuyabilir miydi?

Türkiye’de zulüm olsaydı, rezil ittifak el sıkışıp fitne çıkarabilir miydi?

Zorbalığın olduğu yerde demokrasi olur muydu?

Bu kadar çok ihanet ve düşmanlık kol gezebilir mi?

Adalet herkes içindir, hukuk herkes içindir.

Üstelik hiç kimse kanun önünde ayrıcalıklı bir konuma sahip olmayacak.

‘SARAÇHANE TİYATROSU FIRSAT’

14 Aralık 2022’de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası kararının ardından Saraçhane tiyatrosunu düzenleyenlerin devlete, hükümete ve Türk yargısına saldırması en hafif tabirle fırsatçılıktır.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı bir kabahat işlediyse elbette sonuçlarına katlanmak zorundadır.

Bu kişinin ne avantajı var?

Bu kişinin jenerik sorumsuzluğu diye bir şey var mı?

Mahkeme kararı açıklanmadan önce halkı Saraçhane’ye davet eden Belediye Başkanı ve sonuç açıklanmadan aceleyle yola çıkan İP Lideri, Saraçhane’yi altı masaya yatırmak ve Kılıçdaroğlu’na operasyon çekmek için harekete geçti.

Birbirine dalaşanların, yargı kararını sahiplenip sevinç çığlıklarıyla karşılayanların, diyenlerin görmemek için sadece körü değil, aklî ve fikrî melekeleri de kaybetmek gerekir. “Daha yeni başlıyoruz”, gizli işler yapıyoruz.

İmamoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olarak öne çıkarmaya çalışan, Kılıçdaroğlu’nu dolandırmak için her durumu fırsata çevirmeye çalışan siyasetçilerin altılı masaya dinamit attığı ortada.

Bu tipler siyasetin en güvenilmez figürleridir.

Kılıçdaroğlu’nu tuzağa düşürmek amacıyla hareket edenlere en güzel cevabı CHP’ye oy veren kardeşlerim verecektir.

Saraçlık kumpasları işlemez, Türk milleti sahte kurbanlara, ucuz kahramanlıklara, kağıttan kaplanlara, siyaseti mahkeme salonlarından çıkarmaya niyetli bukalemun siyasetçilere değer ve saygı duymaz.

Parti liderlerinin altılı masadaki çelişkili konuşmalarına kimse aldırış etmiyor, gerçekten de etmediler.

Yargı kararını sahiplenen ve bu bir fırsat diyerek meydana dökülen Saraçhane’deki siyasetçilerin alayları bir anda samimiyetsizleşiyor.

‘SEKİZ KEZ TOPLANTINIZ, ADAYLARINIZI BELİRLEYEMEZSİNİZ’

Mersin’den altılı masaya bir kez daha sesleniyorum:

Bu yıl sekiz kez görüştünüz ama şu anda cumhurbaşkanı adayını belirleyemediniz.

Milletimiz bu orta oyundan bıkmış usanmıştır.

Saraçhane’de cumhurbaşkanı adayınızı açıklayamadıysanız, lütfen bu gecikmiş duyuruyu bu ay sonunda yapacağınız toplantıda yapın.

Korkacak, saklanacak, sıkılacak, utanılacak bir bağınız yoksa bu bizim başkan adayımız deyin.

Kılıçdaroğlu’nu mancınık yerine getirme, İmamoğlu’nu cilalama arayışı ve hedefinin cumhurbaşkanı adaylığı sorunuyla ilgili olduğu kesin.

ABD’den bazı Avrupa ülkelerine, terörist Demirtaş’tan FETÖ’ye, HDP’den PKK’ya Türkiye karşıtı her odak rezil partilerin arkasındadır. Bu gerçeği bilmeyen, duymayan, görmeyen yoktur.

Maskeler düştü.

Zillet ittifakının ipi piyasaya çıktı.

Türkiye birbirine karşı hareket eden taraflara emanet edilebilir mi?

Birbirine yan gözle bakan, omuz silkip geri getirmeye çalışan acı ittifakın adalet ve hukukun sözlerine kanan olur mu?

Tedirgin ve telaşlı olan Kılıçdaroğlu, milli iradeyi yeniden inşa edeceklerini söyledi.

Sayın Kılıçdaroğlu, bunu nasıl yapacaksınız? Milli iradeyi yeniden inşa etmek nedir bilir misiniz?

Adaysan çık, yiğit ol, yiğit ol, korkma, kaçma, saklanma.

Kendinize güveniyorsanız, birincil göreviniz altılı masayı yıkmak, bağımsızlığınızı teyit etmek ve ardından Cumhurbaşkanı adaylığınızı ilan etmektir.

Sizi yanlarına bir kafese kapatmayı planlayanlara, ayağınızı kaydırmak için uygun ortamın peşinde koşanlara kulak asmazsanız, dost olarak gördükleriniz de kısa sürede çöpü dolduracaktır.

Zillet ittifakı birbirini öldürürken, adaylık pazarlığı kızışırken, Cumhur İttifakı’nın adayı emin ve kararı bellidir.

Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Algı oyunlarına kalkışanların coşkusu ise boğazda kalır.

Cumhur İttifakı, Cumhuriyetin 100. yılında demokrasinin muazzam zaferiyle Türk ve Türk Yüzyılının temellerini atacaktır.

Bunu hiçbir salgın engelleyemez.

CHP’den çıkış yok. IP’den sonuç yok.

HDP’den, kederi olmayan açgözlüden, geleceksiz serok Ahmet’ten, onlara destek veren marjinal partilerden Türkiye’ye en ufak hayır gelmez.

Bu rezil ittifak, Pir Edebali’nin damadı Dursun Fakih’in dediği gibi;

Koyunları yemek için tilkiyle birlikte plan yapan onlardır.

Kurtla öldüren onlardır.

Çobanla yemek yerler.

Sahipleriyle birlikte yas tutarlar.

Sonra hiçbir şey olmamış gibi davranıyorlar.

Zillet ittifakı yanlıştan ve yıkımdan yanadır.

Zillet ittifakı övünmekten ve talandan yanadır.

Zillet ittifakı, küresel emperyalizmin ileri karakolu ve Türkiye’nin karşı siperidir.

Biz Türkiye’nin, Türk milletinin, Türk vatanının yanındayız.

Mazlumun, mazlumun, bağında, bahçesinde üretenin yanındayız.

Katil, eşkıya, bölücü kılığında düşmanların beslenmesine, demokrasiye ve özgürlüğe tamamen karşıyız.

Biz hakkın, halkın, doğrunun tarafıyız.

Şehitlerin, gazilerin, ciğeri yanmış anaların, dulların, yetimlerin yanındayız.

Yaşam değerinin bağımsızlığını koruyacak olan tarafız.

Biz Milliyetçi Hareket Partisiyiz.

Onların daveti kargaşa ve karanlığa, bizim davetimiz aydınlığa ve kardeşliğe.

Onların daveti kaosa ve kargaşaya, bizim davetimiz birliğe, barışa ve hep birlikte Türkiye olmayadır.

Çağrımız büyük Türkiye’yedir.

Çağrımız Türk ve Türk Yüzyılınadır.

Çağrımız Türkiye’de tam bağımsız Cumhurbaşkanlığı Ülkesini kucaklamaktır.

Sana soruyorum;

√ Terör örgütlerine ve emperyalizmin oyunlarına karşı birlikte miyiz? (Evet)

√ Milli birliğimizi, ebedi kardeşliğimizi hep birlikte mi savunacağız? (Evet)

Paylaşılacak vatan yoktur, vazgeçilecek insan yoktur diyen her vatan evladıyla yolumuz birdir.

Birlikte Türkiye’yiz diyen herkes öz kardeşimizdir.

Hepinize son kez soruyorum;

√ 2023 geldiğinde Milletin muazzam iradesini gösterecek misiniz? (Evet)

√ Sayın Recep Tayyip Erdoğan için Milliyetçi Hareket Partisi’ne ve Cumhur İttifakı’na oy verir misiniz? (Evet)

Allah sizden razı olsun, yolunuz, kısmetiniz, alnınız açık olsun.

Sözlerimin sonunda hepinizi saygıyla selamlıyor, yeni yılınızı şimdiden kutluyorum.

Terörle mücadelede şehit olan kahramanlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.

Diyarbakır’da bölücü teröristlerin polis servis aracına düzenlediği bombalı saldırıyı kınıyor, yaralanan polislere acil şifalar diliyorum.

Bilin ki terörün kökü kazınacak, teröristler yok edilecek.

2023’te Türkiye terörü sıfırlamış bir barış ülkesi olacak.

Hep barış, hep barış, herkese barış diyorum.

Her birinizi Yüce Allah’a emanet ediyorum.

Teşekkürler, var diyorum. (HABER MERKEZİ)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu